Uyuşmazlık Çözümlerinin Uygulanmasının Faydaları

alternatif uyuşmazlık çözümlerinin uygulanmasının faydaları

24 Haz 2021

AdrIstanbul Yönetim Kurulu Üyesi, Arabulucu Kayhan Yıldırım ve AdrIstanbul Danışma Kurulu Üyesi, Muhalif Gazetecilik ve Dijital Yayıncılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Merve Öztopaloğlu Küçükel ile bir araya gelerek Alternatif Uyuşmazlık Çözümlerinin Uygulanmasının Faydaları ile ilgili düşüncelerini paylaştılar.

Merve Öztopaloğlu Küçükel Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemlerinin uygulanmasının en büyük avantajlarının uyuşmazlığın konusu ne olursa olsun hızlı sonuç alınması ve gizlilik olduğunu söylüyor. Önemsenmeyen bir şeyin kimse için problem olmayacağını eğer bir uyuşmazlık yaşanıyorsa bunun herkes için hassas ve önemli bir konu olduğunu söylüyor. Bu sebeple gizliliğin çok önemli olduğunu belirtiyor. Yargı sisteminde, adliyelerde, noterden gönderilen ihtarnamelerde bile bir gizlilik garantisi olmadığını, adliye muhabirlerinin, rakiplerinizin veya hiç tahmin etmediğiniz kişilerin bunları takip edip ortaya çıkarabilme ihtimalinin olduğunu da ekliyor. Alternatif uyuşmazlık çözümlerinin sunduğu gizlilik dışında objektiflik ve bağımsızlık gibi özelliklerin olduğunu ama bunların zaten mahkemelerde de olması gerektiğini söylüyor.

Merve Öztopaloğlu Küçükel Kayhan Yıldırım’ın verdiği derslerden en aklında kalan şeyin alternatif uyuşmazlık çözümlerinin sağladığı kanunda yazanlar üzerinde ilerlemeye gerek olmadan görünen sorunların altında yatan başka kırgınlıkları veya kayıpları ortaya çıkarabilme şansı olduğunu belirtiyor. Mahkemeler orada yazan konuları değerlendirip karara bağlarken aslında kişinin asıl probleminin çözümünün kırıldığı bir konuda karşı tarafın özür dilemesi olabileceğini, bazen manevi şeylerin daha önemli olduğunu ekliyor.

Merve Öztopaloğlu Küçükel Türkiye’nin Arabuluculuk kavramıyla yeni tanıştığı bir dönemde Ferda Canözer Paksoy Hanım ve birkaç hocasıyla birlikte Beşiktaş Belediyesi’nde önce bir fikir çalışması ve bürokratlarla da uzun istişarelerden sonra Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın da katkısı ve desteğiyle bir Arabuluculuk Çözüm Merkezi kurduklarını anlatıyor. Bu projenin Türkiye’de bir ilk olduğunu ve hala da bu alandaki tek proje olduğunu belirtiyor. Zaman içinde maalesef Türkiye’nin içinden geçtiği dönemlerde biraz pasif bir hale geldiğini ama o dönem bu çözüm merkezine Beşiktaş’ta yaşayan ihtiyaç sahibi ve uyuşmazlığını çözmek isteyen herkesin ücretsiz olarak oradaki danışmanlardan uyuşmazlığının çözümü konusunda destek aldığı bir yer olduğunu söylüyor. Bu sayede oradaki kişilerin hem Arabuluculuk kurumunu tanımalarının hem de faydalanmalarının sağlandığını söylüyor. Kiracısı ile problemi olan, yandaki komşusu ile tesisat borusu anlaşmazlığı olandan Emlak Müdürlüğü’nde bir işi olup da neticelendiremeyen tamamlamakta zorlanan bütün vatandaşların ilk defa tanıştıkları ve duydukları bu Arabuluculuk kurumundan hizmet aldıklarını söylüyor. Bu konuda hem belediyenin hem de Arabuluculuk Dairesi’nin katkı sağladığını hem de çok güzel ve büyük bir açılış yaparak kamuoyuna da tanıtımı konusunda faydalı olduklarını düşündüklerini ekliyor.

Merve Öztopaloğlu Küçükel alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kamu uyuşmazlıklarında kullanılabileceğini düşünüyor ama bunun öncesinde alışkın olunanın dışında olduğu için yeni bir zihniyete ihtiyaç olduğunu söylüyor. Kamu kurumlarının hem en değerli hem en zor yanının bürokratlar olduğunu söylüyor. Bürokratların kurumların yaşayan arşivleri olduklarını, alıştıkları bir sistem olduğunu ve mesuliyetin de onlarda olduğunu söylüyor. Bu sebeplerle yeniliklere alışmakta zorlandıklarını ve bunun anlayışla karşılanması gerektiğini söylüyor. Belediye kanununun Türkiye’nin en eski kanunlarından biri olduğunu ve sığ yetkiler verdiğini ve sert çizgileri olduğunu dolayısıyla hareket kabiliyetinin de çok az olduğunu söylüyor. Arabuluculuk merkezini kurarken de bürokratlara bunu anlatmak onların bunun altında çalışabileceğini, bunları benimseyebileceklerini söylemek gibi zorluklar yaşadıklarını da ekliyor. O yüzden de kamu kurumlarının biraz daha yolu olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Kendisinin de çok iyi bildiği Türkiye’deki bütün belediyelerin en problemli davalarının kamulaştırmasız el atma davaları olduğunu söylüyor. Bunun maddi anlamda da dosya yükü anlamında da çok ağır olan ve çok uzun yıllar alan bir dava türü olduğunu da belirtiyor. Bu davaların her belediyenin sırtında bir yük olduğunu çünkü bunları ödeme bütçeleri olmamasına rağmen insanların kesinleşmiş alacakları olduğunu söylüyor. Belediyelere verilen kısıtlı yetkilerle bu davaların sonuçlandırılmasının zor olduğunu ve bu paraların tahsil edileceği belediyelerin ayakta duramayacağını, faiz öderlerse bunun zimmet olacağını ama ödemezlerse de dosyanın ilerleyemeyeceğini söylüyor. Belediyelerin gerekli eğitimleri alarak harekete geçebilmelerini ve hem orada mağdur olan vatandaşların hem de bununla hala uğraşmaya devam eden belediye kadrosunun rahatlayabilmelerini dilediğini ekliyor.

Diğer Yazılarımız…