Karbon Borsası: Yeni Piyasa Modeli

Anasayfa 5 Berna Özer ile Derinlikli Bakış Açısı 5 Karbon Borsası: Yeni Piyasa Modeli
Carbon Exchange

Kyoto Protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçevedir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında imzalanan bu protokolü kabul eden ülkeler, karbon dioksit ve sera etkisine neden olan beş temel gazın salımını azaltmayı ya da bunu yapamadıkları durumda karbon ticareti yoluyla yükümlülüklerini yerine getirmeyi taahhüt etmişlerdir.

Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990 yılındaki seviyelere düşürmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede, belirlenen seviyeden daha fazla emisyon yapacağı öngörülen şirketler, açığı kapatmak için başka kaynaklardan karbon kredisi bulmak zorundadır. İşte bu zorunluluk, karbon ticaretini ve karbon borsalarının doğmasını sağlamıştır.

Karbon Emisyonunu Düşürme Mekanizmaları: İndirim ve Satın Alma

Kyoto Protokolü, emisyonların düşürülmesi için piyasa bazlı üç temel mekanizma öngörmektedir:

Bu mekanizmalar, sanayileşmiş ülkelerin protokol ile belirlenen hedeflerine ulaşabilmeleri için kullanabilecekleri yöntemleri ifade etmektedir.

  1. Ortak Uygulama Mekanizması:

Sanayileşmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerdeki emisyon azaltma projelerine katılabilmektedir. Örneğin Fransa’nın Letonya’daki bir projeye kaynak sağlaması ya da İtalya’nın yenilenebilir enerji projelerini desteklemesi, bu ülkelerin kendi hedeflerine ulaşmalarında dikkate alınmaktadır. Bu tür projelerden her birimi 1 ton CO₂’ye karşılık gelen Emisyon Azaltma Birimi (Emission Reduction Unit – ERU) elde edilmektedir. ERU’lar, ilgili ülkenin Kyoto hedeflerine indirim olarak yansıtılmaktadır.

  1. Temiz Kalkınma Mekanizması:

Bu mekanizmada da benzer şekilde gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde yürüttükleri emisyon azaltıcı projeler sayesinde Sertifikalandırılmış Emisyon Azaltma (Certified Emission Reduction – CER) birimleri kazanmaktadır.

  1. Emisyon Ticareti:

Ülkeler, kendilerine tanınan emisyon izinlerinin kullanılmayan kısmını satabilmektedir. Bir ülkenin emisyon iznini aşması durumunda, aşan miktar kadar emisyon iznini yükümlülüğünü aşmayan ülkelerden satın alması mümkündür. Aynı şekilde, emisyon indirimi yükümlülüğü bulunan şirketler de, gerekli azaltımı gerçekleştiremediklerinde eksik kalan kısmı, fazla hakkı olan şirketlerden piyasa koşullarında temin edebilmektedir.

Karbon Emisyonu Azaltımı Yeni Bir Emtia mı Üretti?

Emisyon azaltımını hedefleyen mekanizmalar, aynı zamanda yeni bir piyasa ve emtia türü yaratmıştır.

Yukarıda bahsettiğimiz CER ve ERU’lara ek olarak, 1 ton CO₂’ye denk gelen ve arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık (LULUCF) faaliyetlerinden elde edilen Atık Birimleri (Removal Units – RMU) de bulunmaktadır.

Bunun yanında, standartlara uygun olmayan şekilde yapılan emisyon indirimleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından akredite edilmiş kurumlarca onaylanarak Onaylanmış Emisyon İndirimi (Verified Emission Reduction – VER) adıyla piyasaya sunulmaktadır. Bu ürünlerin tamamı 1 ton CO₂ eşdeğerinde düzenlenmekte ve tezgâhüstü piyasalarda işlem görmektedir.

Bu “yeni emtia” diyebileceğimiz CER, ERU, RMU ve VER birimleri, emisyon ticaretinde piyasa aracı olarak kullanılmaktadır. Avrupa Birliği, iklim değişikliğiyle mücadelesinde bu sistemi stratejik bir parça haline getirerek Avrupa Birliği Emisyon Alım-Satım Sistemi (EU Emissions Trading System – EU ETS) adı altında 1 Ocak 2005’te yürürlüğe koymuştur.

EU ETS, sınırlı alım-satım (cap and trade) esasına dayanmaktadır. Üye ülkelere, ulusal dağıtım planları çerçevesinde verilen emisyon izinleri alınıp satılabilmektedir. Her yıl sonunda şirketler, kendilerine verilen limit ölçüsünde emisyon yapma hakkına sahiptir. Verilen sınırın altında kalan şirketler kullanmadıkları emisyon haklarını satabilmekte; sınırı aşan şirketler ise emisyonlarını azaltmak için ya yeni teknoloji yatırımlarına yönelmekte ya da piyasadan ek emisyon izni satın almakta veya her iki yöntemi bir arada kullanmaktadır.

Bu yeni emtiaların işlem gördüğü ve AB Ticaret Sistemi tarafından yürütülen piyasa ise Karbon Borsası olarak adlandırılmaktadır.

Avrupa Emisyon Ticareti’nin İşlem Alanı: Karbon Borsası

Karbon Borsası, işletmelerin karbon kredisi alıp satmasına olanak tanıyan, sürdürülebilirlik çabalarını ekonomik kazanca dönüştüren özelleşmiş bir finansal piyasa türüdür. İşletmeler, fazla karbon emisyonlarını dengelemek için bu kredileri satın alabilir veya kendi sürdürülebilir projelerinden elde ettikleri kredileri piyasada satarak gelir sağlayabilir.

Karbon piyasaları iki ana kategoriye ayrılır:

  • Gönüllü Karbon Piyasası:

Şirketler ve bireyler, yasal zorunluluk olmaksızın emisyonlarını dengelemek amacıyla karbon kredisi satın alabilirler. Özellikle sürdürülebilirlik politikalarına önem veren firmalar için uygundur. Bu piyasa tezgâh üstü işlem mantığında işler. Bir tarafta temiz enerji üreten şirketler bulunurken, diğer tarafta fazla salım yapan şirketler, bireyler veya organizasyonlar vardır. Salınan karbon karşılığı ödenen bedel, başka ülkelerdeki çevre projelerinin finansmanına aktarılır.

Gönüllü karbon piyasaları genellikle sera gazı salımlarını dengelemek isteyen ancak bağlayıcı bir düzenlemeye tabi olmayan firmalar, bireyler ve kurumlar tarafından kullanılmaktadır. Havacılık, otomotiv, bilişim, atık yönetimi, finans gibi sektörlerdeki şirketlerin yanı sıra G8 Zirvesi, 2006 Dünya Kupası gibi büyük organizasyonlar da bu kredilerin başlıca alıcılarıdır. Günümüzde ABD’deki Xpansiv CBL ve Singapur’daki ACX borsaları bu piyasanın önemli aktörlerindendir.

  • Uyumlu (Düzenlemeye Tabi) Karbon Piyasası:

Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen karbon emisyon sınırlarına uymak zorunda olan şirketlerin işlem yaptığı piyasadır. Kyoto Protokolü çerçevesinde ülkeler arası karbon ticareti bu kapsamda gerçekleşmektedir. AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) gibi mekanizmalar uyumlu piyasalara örnektir. Avrupa İklim Borsası (European Climate Exchange – ECX) bu alandaki en büyük yapılardan biridir. Ayrıca Avustralya, Kanada, Avusturya ve Çin’de de benzer yapıda iklim borsaları kurulmuştur.

Kısacası, karbon ticareti sistemi; karbon depolayanlarla karbon kredisine ihtiyaç duyanları eşleştiren bir mekanizma işlevi görür. Günümüzde birçok ülkenin hem Uyumlu hem de Gönüllü karbon piyasaları bulunmakta ve bu piyasalar hızla büyümeye devam etmektedir.

Birleşmiş Milletler ayrıca, kuruluşların ve bireylerin sera gazı emisyonlarını telafi etmek veya iklim eylemini desteklemek amacıyla karbon kredisi satın alabilecekleri gönüllü bir BM karbon dengeleme platformu da başlatmıştır.

Neden Karbon Borsası’nda Ticaret Yapmalı?

Varsayımsal bir örnekle bu mekanizmayı şöyle açıklayabiliriz (Yamanoğlu, 2002):

A ve B firmalarının her birine kontrol mekanizması tarafından 95.000 ton emisyon hakkı verilmiştir. Ancak her iki firmanın da yıllık emisyon oranı 100.000 tondur. Bu durumda her firma emisyon oranını 5.000 ton azaltmak zorundadır.

Firmaların bu azaltımı sağlamak için iki seçeneği vardır:

  1. Yeni teknolojiler kullanarak kendi emisyonlarını azaltmak,
  2. Piyasadan ek emisyon hakkı satın almak.

Karar alınırken doğal olarak en az maliyetli yöntem tercih edilecektir. Varsayalım ki piyasada 1 ton karbondioksit emisyonu azaltım maliyeti 10 TL’dir. Bu maliyet, A firması için 5 TL, B firması için ise 15 TL’dir.

  • A firması, kendi maliyeti piyasa fiyatından düşük olduğu için yeni teknolojilerle indirim yapmayı tercih edecektir.
  • B firması ise maliyeti piyasa fiyatının üzerinde olduğu için piyasadan karbon hakkı satın alacaktır.

Eğer emisyon ticareti olmasaydı:

  • A firması için 5.000 tonluk azaltım maliyeti 25.000 TL,
  • B firması için ise aynı miktar azaltım 75.000 TL olurdu.

Emisyon ticareti sayesinde ise:

  • A firması 10.000 ton azaltım yapar, bunun için 50.000 TL harcar; fakat fazla 5.000 tonluk azaltımı piyasada satarak 50.000 TL gelir elde eder.
  • B firması ihtiyaç duyduğu 5.000 ton hakkı piyasadan 50.000 TL ödeyerek satın alır. Bu rakam, ticaretin olmadığı durumda ödemek zorunda kalacağı 75.000 TL’den 25.000 TL daha düşüktür.

Sonuç olarak, emisyon ticareti her iki taraf için de maliyetleri düşürmekte ve piyasanın daha verimli işlemesini sağlamaktadır.

Türkiye Karbon Borsası’nın Neresinde?

İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde Karbon Fiyatlandırma Dairesi Başkanlığı, 29 Ekim 2021 tarihinde kurulmuştur. Başkanlık; karbon emisyon ticaret sistemi başta olmak üzere piyasa temelli mekanizmaları ve ekonomik araçları geliştirmek, karbon denkleştirme ve gönüllü piyasalara yönelik çalışmalar yapmak, uluslararası karbon piyasalarına ilişkin ulusal düzenlemeleri hazırlamak ve karbon fiyatlandırma araçlarından elde edilen gelirlerin yönetimine katkı sağlamak amacıyla çalışmalarına başlamıştır.

Yakın tarihte ise önemli bir adım atılmıştır: 2 Temmuz 2025’te yürürlüğe giren 7552 sayılı İklim Kanunu kapsamında hazırlanan Karbon Kredilendirme ve Denkleştirme Yönetmeliği Taslağı, 1 Ağustos 2025 itibarıyla kamuoyunun görüşüne açılmıştır. Taslak, Türkiye’nin Ulusal Karbon Denkleştirme Sistemi (TR KDS)’ni kurarak emisyon azaltımı ve giderimi projelerinden elde edilen kazanımların karbon kredisine dönüştürülmesine yönelik çerçeveyi belirlemektedir.

Yeni sistemin temel amacı, gönüllü ve zorunlu karbon azaltım projeleri kapsamında oluşturulan emisyon azaltımlarını izlenebilir, doğrulanabilir ve uluslararası piyasalarda kullanılabilir nitelikte karbon kredilerine dönüştürmektir.

Taslak düzenlemede öne çıkan bazı noktalar şunlardır:

  • Turkuaz Kredi tanımının yapılması,
  • Ulusal ve uluslararası işlemler için ayrı kayıt sistemlerinin kurulması (Türkiye Karbon Denkleştirme ve Türkiye Uluslararası Karbon Kayıt Sistemi),
  • Projelerin geçerliliği, izlenmesi ve doğrulanmasının TSE ve TÜRKAK gibi yetkili kuruluşlarca gerçekleştirileceği Bağımsız Doğrulama Mekanizması,
  • Kredilerin geçerliliğini sağlamak ve çifte sayımı önlemek için izleme ve doğrulama sistemlerinin geliştirilmesi,
  • Uluslararası kredilerin Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında geçici kullanımına imkân tanıyan Pilot Uygulamalar.

Mevcut durumda Türkiye’de gerçekleştirilen projelerin tamamı Gönüllü Karbon Piyasası’nda işlem görmektedir. Atmosfere yaydığı karbonun bedelini ödemek isteyen firmalarla karbon salınımını azaltan “yeşil yatırımcılar” arasındaki bu ticarete Türk şirketleri uzun süre önce katılmıştır. Örneğin, Zorlu, Bilgin, Demirer, Dost, Akenerji, Rönesans, Ayen, İSTAÇ gibi şirketler projeleriyle karbon ticareti yapmaktadır.

Türkiye’nin henüz başlangıç aşamasında olduğu bu hızla büyüyen pazarda, yalnızca eksiksiz hukuki düzenlemeler değil; aynı zamanda uygulamanın şeffaf, izlenebilir ve güvenilir olması da büyük önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra yeşil istihdamın yaratılması, kurumsal dönüşümlerin içselleştirilmesi, düşük maliyetlerle uygulanması ve uygun kredilerle finansman sağlanması kritik faktörlerdir.

Dolayısıyla özel sektöre gerekli finansal desteğin sağlanması, bilgi ve tecrübe aktarımıyla yol gösterilmesi ve teknolojik gelişimin önünün açılması, Türkiye’nin karbon piyasalarında başarılı bir aktör haline gelmesi için kaçınılmazdır.

Berna Özer

Berna Özer

Avukat, Uyuşmazlık Çözüm Uzmanı, IMI sertifikalı Arabulucuİnşaat Hukuku, Tüketici Hukuku, İş Hukuku’nda Uzman Arabulucu.İklim Yasası, Yeşil Ekonomi ve Akıllı Şehirlerde Sürdürülebilirlik Konusunda Araştırmacı ve Gözlemci

27 Ağu 2025

Diğer Yazılarımız

Arabuluculukta Kadınların Rolü

Arabuluculukta Kadınların Rolü

Daha kapsayıcı ve sürdürülebilir çözümler için kadınların katkıları neden önemli? Dünya nüfusunun yüzde 50’sini kadınlar oluşturuyor. Buna rağmen kadınların politikadan iş dünyasına teknolojiden liderlik rollerine kadar yeterince temsil edilmediğini hepimiz biliyoruz....

Toplumsal Cinsiyet Duyarlı Çatışma Analizi

Toplumsal Cinsiyet Duyarlı Çatışma Analizi

Arabuluculukta Eşitliğin Anahtarı Toplumsal cinsiyet duyarlı çatışma analizi, sadece kadınların ve erkeklerin yaşadığı ayrımcılıkları belgelemekten ibaret değildir; çatışmaların arka planındaki toplumsal cinsiyet temelli güç dinamiklerini anlamak ve barışın inşası...

Bizi sosyal medyada da takip edin.