Kerim Ağa Han’a saygıyla…

21 Şub 2025

Modern Dünyanın Sessiz Barış Elçisi

Dünya tarihine baktığımızda, Mahatma Gandhi, Nelson Mandela ve Martin Luther King Jr. gibi isimler, barış ve adaletin sembolleri olarak hatırlanır. Ancak, benzer bir misyonu sessiz ve etkili bir şekilde sürdüren isimlerden biri de Kerim Ağa Han’dır. 2025 yılında vefat eden Ağa Han IV, yalnızca İsmaili Müslümanlarının ruhani lideri olarak değil, küresel ölçekte bir barış inşacısı, çoğulculuğun savunucusu ve insani kalkınmanın öncüsü olarak da anılmalıdır.

Barışın ve Adaletin Sessiz Mimarı

Kerim Ağa Han, 1957 yılında, henüz 20 yaşındayken dedesi Sultan Muhammed Şah’ın yerine geçerek İsmaili Müslümanlarının 49. İmamı oldu. O dönemde dünya, Soğuk Savaş’ın gerginliği içinde şekillenirken, gelişmekte olan ülkelerde toplumsal istikrarsızlıklar, sömürge sonrası belirsizlikler ve derin ekonomik eşitsizlikler yaşanıyordu. Ağa Han, bu tür çatışmaların ortasında, dinler ve kültürler arasında köprüler kuran bir lider olarak öne çıktı. Onun misyonu, sadece dini bir rehberlik sunmak değil, aynı zamanda barış ve sosyal adaleti teşvik eden projeler geliştirmekti.

Özellikle 1985 yılında, ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov’un Cenevre’deki barış görüşmelerinde Ağa Han’ın perde arkasında yürüttüğü diplomasi önemli bir rol oynadı. Uluslararası barış süreçlerinde tarafsız bir aktör olarak kabul edilen Ağa Han, diplomaside resmi kanalların tıkandığı durumlarda alternatif çözümler sunabilen bir figür haline geldi.

ADRIstanbulÇoğulculuğun Savunucusu ve Küresel Diyalog

Ağa Han, İslam’ı “düşünen, sorgulayan ve hoşgörüyü temel alan bir inanç” olarak tanımlıyordu. Ona göre, İslam medeniyeti, bilimsel ve sanatsal gelişimlerle dünyaya yön veren bir düşünce ekolüydü ve bu miras korunmalıydı. Fakat modern dünyada din, çoğu zaman ayrıştırıcı bir unsur olarak kullanılmaktaydı. Ağa Han, bu anlayışı tersine çevirmek için 2006 yılında Kanada Hükümeti ile iş birliği yaparak Küresel Çoğulculuk Merkezi’ni (Global Centre for Pluralism) kurdu. Bu merkez, dünyanın farklı bölgelerinde çoğulculuk kavramının desteklenmesini ve toplumlar arasında barışın teşvik edilmesini amaçlamaktadır.

Onun felsefesi, yalnızca İsmaili topluluğuyla sınırlı kalmadı. Katolik Kilisesi’nden Budist liderlere, Yahudi düşünürlerden Hindu entelektüellere kadar geniş bir yelpazede diyalog süreçlerine katıldı. Ağa Han, “çoğulculuğun bir zorunluluk değil, toplumların gelişmesi için bir fırsat olduğunu” sık sık vurguluyordu. Bu anlayış, özellikle günümüz dünyasında din temelli çatışmaların arttığı bir dönemde, onun liderliğinin ne denli kritik olduğunu gösteriyor.

Kalkınma ve Barış: Aga Khan Development Network (AKDN)

Barış, yalnızca silahların susmasıyla değil, ekonomik ve sosyal kalkınmanın güçlendirilmesiyle sağlanabilir. Ağa Han’ın liderliğinde kurulan Ağa Han Kalkınma Ağı (Aga Khan Development Network – AKDN), bu felsefenin en somut örneğidir. 30’dan fazla ülkede faaliyet gösteren AKDN, eğitimden sağlığa, kültürel mirasın korunmasından ekonomik kalkınmaya kadar geniş bir yelpazede projeler yürütmektedir.

Bu ağın yıllık bütçesi 1 milyar doları aşmakta ve Afrika, Güney Asya ve Orta Asya’da milyonlarca insana hizmet vermektedir. Örneğin, AKDN’nin sağlık hizmetleri yılda 5 milyon insana ulaşırken, eğitim kurumları 2 milyon öğrenciye eğitim vermektedir. Ağa Han Üniversitesi, Pakistan ve Orta Asya’da nitelikli sağlık ve eğitim programları sunarak bölgenin sosyal gelişimine önemli katkılar sağlamaktadır.

Ağa Han’ın yaklaşımı, geleneksel yardım modellerinden farklıdır. Yardım temelli bir anlayış yerine, yerel toplulukların kendi kapasitelerini geliştirmesine odaklanmıştır. Bu model, yoksulluğun ve toplumsal eşitsizliklerin giderilmesine yardımcı olurken, aynı zamanda sürdürülebilir bir barış ortamının oluşmasını desteklemektedir.

Sanat, Kültür ve Barışın EstetiğiADRIstanbul

Ağa Han’ın barış vizyonu yalnızca siyasi ve ekonomik alanlarla sınırlı değildi. O, kültürel mirasın korunmasının ve sanatsal gelişimin, toplumsal barışın sağlanması için kritik unsurlar olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, 1977 yılında Ağa Han Mimarlık Ödüllerini başlattı. Her üç yılda bir verilen bu ödüller, mimarlık yoluyla toplulukları bir araya getiren projelere destek vermektedir.

Örneğin, Kahire’deki El-Ezher Parkı projesi, yıllarca terkedilmiş bir alanın dönüştürülerek şehrin sosyal hayatına kazandırılmasını sağlamış ve yerel halka yeni ekonomik fırsatlar sunmuştur. Benzer şekilde, Delhi’deki Humayun Türbesi restorasyonu da AKDN tarafından gerçekleştirilmiş ve bölgenin kültürel dokusunu koruyarak turizmi canlandırmıştır.

Ağa Han aynı zamanda müziğin de birleştirici gücüne inanıyordu. Ağa Han Müzik Programı, İslam dünyasındaki müzik geleneklerini desteklemek ve bu sanatları küresel çapta tanıtmak için kurulmuştur. Bu program sayesinde, farklı kültürlerden gelen müzisyenler bir araya gelerek ortak eserler üretmiş ve sanat yoluyla kültürel diyalog geliştirilmiştir.

Geleceğe Bıraktığı Miras

Geçtiğimiz hafta (4 Şubat 2025) 88 yaşında vefat eden Ağa Han IV, ardında büyük bir insani ve entelektüel miras bırakmıştır. Onun liderliğinde başlatılan projeler, yalnızca İsmaili topluluğuna değil, dünya genelinde milyonlarca insana dokunmuştur. Küresel barış, çoğulculuk, ekonomik kalkınma ve kültürel mirasın korunması alanlarındaki katkıları, onu modern zamanların en etkili barış elçilerinden biri yapmaktadır.

Bugün, dünya giderek daha fazla kutuplaşırken, Ağa Han’ın hayatı ve çalışmaları, barışın sadece diplomatik müzakerelerle değil, toplumsal kalkınma, eğitim ve kültürel anlayışla sağlanabileceğini göstermektedir. Onun mirası, barışın sürdürülebilir olması için toplumların ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan güçlendirilmesi gerektiğini kanıtlayan en önemli örneklerden biridir.

Diğer Yazılarımız

Arabuluculukta Öfkenin Rolü

Arabuluculukta Öfkenin Rolü

Duyguları Anlamak ve Çözüme Yönlendirmek Çatışmaların doğası gereği, taraflar yalnızca maddi kayıplar ya da hukuki...