Arabuluculuk Sürecinde Dilin Önemi

The Importance of Language in Mediation

18 Mar 2025

İletişim, insan ilişkilerinin temel taşıdır ve anlaşmazlıkların çözümünde kilit bir rol oynar. Arabuluculuk süreci, tarafların birbirlerini anlamalarını, ortak bir zeminde buluşmalarını ve sürdürülebilir çözümler üretmelerini amaçlar. Ancak, arabuluculukta başarılı bir sonuca ulaşmanın en önemli unsurlarından biri dilin doğru kullanılmasıdır. Yanlış kullanılan kelimeler, olumsuz bir üslup veya suçlayıcı ifadeler süreci çıkmaza sokabilirken, özenli ve yapıcı bir dil kullanmak tarafların anlaşmazlıkları çözmelerine yardımcı olabilir.

Arabuluculuk sürecinde dilin nasıl etkili kullanılabileceğini, yanlış dil kullanımının ne gibi sorunlara yol açabileceğini ve arabulucuların taraflar arasındaki iletişimi nasıl daha sağlıklı hale getirebileceğini ele alacağız.

Dilin Arabuluculuktaki Gücü

Uyuşmazlıkların büyük bir kısmı, yanlış anlaşılmalardan veya yetersiz iletişimden kaynaklanır. Arabuluculuk sürecinde kullanılan dil, tarafların sürece olan güvenini artırabilir ya da tam tersi, anlaşmazlığı daha da derinleştirebilir. Arabulucular, taraflar arasındaki iletişimi yönetirken empati, tarafsızlık ve yapıcı dil ilkelerini benimsemelidir.

Özellikle duygusal ve hassas konuların ele alındığı arabuluculuk süreçlerinde kullanılan kelimeler kadar tonlama, beden dili ve vurgu da büyük önem taşır. Tarafların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamak için sakin, açık ve olumlu bir dil kullanılmalıdır.

Örneğin, bir taraf “O her zaman beni yok sayıyor, fikirlerime hiç değer vermedi!” dediğinde, arabulucu bu ifadeyi “Senin fikirlerinin dikkate alınmadığını düşündüğünü anlıyorum” şeklinde yeniden çerçeveleyerek, karşı tarafın savunmaya geçmesini engelleyebilir.

Hukuki ve Teknik Jargondan Kaçınma

Arabuluculuk sürecine katılan taraflar genellikle hukuk eğitimi almamış bireylerdir. Hukuki terimlerin fazla kullanılması, tarafların sürece yabancılaşmasına ve kendilerini güvensiz hissetmelerine neden olabilir. Bu nedenle, arabulucuların sade ve anlaşılır bir dil kullanmaları büyük önem taşır.

Örneğin, “Bu uyuşmazlık, Medeni Kanun’un 166. maddesine göre çözülebilir” demek yerine “Kanunlar, bu tür anlaşmazlıkların dostane yollarla çözülmesini destekliyor” şeklinde bir açıklama yapmak, tarafların süreci daha iyi kavramasına yardımcı olacaktır.

Benzer şekilde, taraflardan biri finansal konulara hâkim değilse, “tasarruf oranı, likidite durumu, amortisman giderleri” gibi kavramlar yerine “birikimler, harcamalar, değer kaybı” gibi daha anlaşılır ifadeler tercih edilmelidir.

Çatışmayı Alevlendiren ve Yatıştıran Dil Kullanımı

Dilin yanlış kullanımı, taraflar arasındaki anlaşmazlığı daha da derinleştirebilir. Suçlayıcı ve önyargılı ifadeler, gerginliği artırırken, yumuşatılmış ve yapıcı bir üslup tarafların uzlaşmaya açık hale gelmesini sağlar.

Örneğin:

Yanlış: “Sen zaten hep bencil davrandın!”

Doğru: “Sana göre önceliklerin farklı olabilir, bu konuda ortak bir çözüm bulabilir miyiz?”

Yanlış: “Beni sürekli mağdur ediyorsun!”

Doğru: “Kararlar alınırken benim de fikrimin alınmasını önemsiyorum.”

Ayrıca, “Sen dili” yerine “Ben dili” kullanmak, suçlama yerine duyguları ifade etmeye yardımcı olur.

“Sen beni dinlemiyorsun” yerine “Ben kendimi yeterince ifade edemediğimi hissediyorum” demek, iletişimi daha yapıcı hale getirir.

Çözüm Odaklı Dil Kullanımı

Arabuculuk sürecinde en büyük hatalardan biri, geçmişte yaşanan sorunlara ve hatalara odaklanmaktır. Halbuki arabuluculuk, çözüme yönelik bir süreçtir. Bu nedenle, kullanılan dil de geleceğe odaklanmalıdır.

Tarafları çözüm üretmeye yönlendirecek ifadeler kullanmak süreci hızlandırabilir.

“Kim haklı, kim haksız?” yerine “Bu sorunu nasıl çözebiliriz?” yaklaşımı benimsenmelidir.

Özellikle çocukların da dahil olduğu aile arabuluculuğunda, duygusal çatışmalara kapılmamak ve çözüm odaklı bir dil kullanmak çok daha büyük bir önem taşır. “Bu ayrılık çocuğumuzu nasıl etkiler?” sorusu yerine “Çocuğumuzun en az etkilenmesi için hangi önlemleri alabiliriz?” şeklinde bir yaklaşım, tarafların uzlaşmasını kolaylaştıracaktır.

Arabulucular İçin Etkili Dil Kullanımına Dair İpuçları

Arabulucuların süreci yönetirken dili etkin kullanabilmesi için dikkat etmesi gereken bazı noktalar şunlardır:

  • Empati Kurun: Tarafların duygularını anladığınızı göstermek için “Seni anlıyorum”, “Bu senin için zor bir durum olmalı” gibi ifadeler kullanın.
  • Yeniden Çerçeveleme Tekniklerini Kullanın: Tarafların sert veya suçlayıcı ifadelerini, daha yapıcı ve tarafsız bir şekilde yeniden ifade edin.
  • Açık Uçlu Sorular Sorun: “Bunu nasıl çözebiliriz?”, “Bu konuda senin için en önemli şey ne?” gibi sorularla tarafları düşünmeye yönlendirin.
  • Beden Diline Dikkat Edin: Sadece kelimeler değil, ses tonu, jestler ve mimikler de iletişimi etkiler. Arabulucuların sakin ve güven verici bir duruş sergilemesi önemlidir.

Arabuluculuk sürecinde kullanılan dil, sadece bir iletişim aracı değil, sürecin başarısını belirleyen temel bir unsurdur. Yanlış kullanılan kelimeler, taraflar arasındaki gerginliği artırabilirken, yapıcı ve anlayışlı bir dil, uzlaşmayı kolaylaştırır.

Arabulucuların etkili bir dil kullanarak, tarafların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlaması, sürecin olumlu bir şekilde ilerlemesine büyük katkı sağlar. Tarafların geçmişteki anlaşmazlıklara değil, gelecekteki çözümlere odaklanmasını sağlamak için empati, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine dayalı bir dil benimsenmelidir.

Eğer dil doğru şekilde kullanılırsa, en zorlu anlaşmazlıklar bile çözüme kavuşturulabilir. Çünkü bazen sadece doğru kelimeleri seçmek bile çözümün kendisi olabilir.

Diğer Yazılarımız