Arabuluculukta Kapsayıcı Model (IMM) Yaklaşımı ve Duyguların Rolü

Inclusive Model of Mediation

20 Mar 2025

Arabuluculuk süreçlerinde kullanılan yöntemler, tarafların anlaşmazlıklarını çözme biçimlerini doğrudan etkiler. Geleneksel yaklaşımlar genellikle tarafları duygulardan ve öznel değerlerden uzak tutarak sorunu nesnel bir çerçevede çözmeye odaklanır. Ancak, Kapsayıcı Model (Inclusive Model of Mediation – IMM), katılımcıların duygularını ve değerlerini merkeze alarak daha bütüncül bir yaklaşım sunar.

Beth Myers tarafından Mediate.com’da yayımlanan “Feelings, Values, and Mediation: A Journey Through the Inclusive Model of Mediation (IMM)” başlıklı makalesi, IMM’nin temel prensiplerini, diğer arabuluculuk yaklaşımlarından farklarını ve sunduğu avantajlarını inceliyor. (Myers, 2025). ADRİstanbul okuyucuları için makaleyi kısaca özetliyoruz, linki yazının sonunda bulacaksınız.

Kapsayıcı Model (IMM) Nedir?

IMM, 1995 yılında Community Mediation Maryland tarafından geliştirilen ve duyguların uyuşmazlık çözümündeki rolünü ön plana çıkaran bir modeldir. Bu model, katılımcıların hislerini ve değerlerini açıkça ifade etmelerini teşvik ederek, sorunun kökenine inmeyi hedefler.

Bu yaklaşım, geleneksel “kişileri sorundan ayırma” anlayışından farklı olarak, tarafların duygusal süreçlerini doğrudan sürecin bir parçası olarak ele alır. IMM’nin dayandığı önemli kavramlardan biri Şiddetsiz İletişim (Nonviolent Communication – NVC) ve nörobilimdir. Bu yaklaşımlar, insanların duygularının her karar sürecinde aktif bir rol oynadığını savunur.

IMM’nin Diğer Arabuluculuk Modellerinden Farkları

Beth Myers’in çalışmasında, IMM ile diğer arabuluculuk modelleri karşılaştırılmış ve şu temel farklılıklar ortaya konulmuştur (Myers, 2025):

  • Duygu ve Değer Odaklılık:

IMM, katılımcıların hissettiklerini ve onlar için neyin önemli olduğunu belirlemelerine yardımcı olur. Bu, daha derin bir anlayış ve empati geliştirilmesini sağlar.

  • Ortak Arabuluculuk (Co-Mediation) ve Geri Bildirim Süreci:

IMM, ortak arabuluculuk modelini benimseyerek, arabulucuların birbirlerine sürekli geri bildirimde bulunmasını teşvik eder. Bu yapı, meslektaş dayanışmasını artırır ve sürekli gelişimi destekler.

  • Caucus Kullanımının Sınırlılığı:

IMM’de taraflarla ayrı görüşme (caucus) yapılması büyük ölçüde sınırlandırılmıştır. Arabulucular, sürece yalnızca temel bilgilerle girer ve sürecin tamamını ortak oturumlarda yönetir.

  • Standart Kuralların Bulunmaması:

IMM’de tarafların konuşma şekli veya konuştukları konularla ilgili önceden belirlenmiş katı kurallar bulunmaz. Katılımcılar, isterlerse sert bir dil kullanabilir veya birbirlerine yüksek sesle tepki gösterebilirler. Arabulucular yalnızca sürecin temel akışını yönlendirir.

  • Eğitim ve Sertifikasyon Süreci:

IMM’nin eğitim süreci, gönüllülük esasına dayanır ve katılımcılardan toplum hizmeti yapmaları beklenir. Temel eğitimi tamamlayan arabulucular, uzun bir gözlem ve uygulama sürecinden geçerek tam sertifikasyon alırlar.

IMM’nin Avantajları ve Sınırlamaları

Beth Myers’in analizine göre IMM’nin bazı yönleri diğer modellerden üstünken, bazı alanlarda belirli sınırlamalar içermektedir (Myers, 2025).

Avantajları

  • Daha Derin İletişim: Taraflar, yalnızca taleplerini değil, duygularını ve temel değerlerini de paylaşarak anlaşmazlıkların kökenine iner.
  • Güçlü Bir Topluluk Desteği: Eğitim süreci, arabulucular arasında dayanışmayı artıran bir yapı sunar.
  • Sürekli Gelişim: Ortak arabuluculuk modeli, bireylerin sürekli geri bildirim alarak gelişmesini sağlar.

Sınırlamaları

  • Caucus’un Sınırlı Kullanımı: Arabulucuların, taraflarla birebir görüşme yapamaması, bazı karmaşık durumlarda sürecin daha zor ilerlemesine neden olabilir.
  • Katı Eğitim Süreci: IMM’nin uzun ve zorlu eğitim süreci, bu yöntemin yaygınlaşmasını zorlaştırabilir.
  • Süreç Odaklılık: IMM’nin bazı durumlarda formüle dayalı bir yapı sunması, katılımcıların kendi çözüm süreçlerine liderlik etmelerini zorlaştırabilir.

IMM, duyguların ve değerlerin arabuluculuk sürecindeki önemini vurgulayan yenilikçi bir modeldir. Taraflar arasındaki derin bağları güçlendirmesi ve empatiyi artırması, bu yöntemi farklı kılan temel özelliklerdir. Ancak, bazı yönleriyle geleneksel modellerden ayrılması, pratikte uygulanabilirliğini sınırlayabilir.

Beth Myers’in çalışmasında da vurgulandığı gibi, her arabuluculuk modeli belirli bağlamlarda daha etkili olabilir ve tek bir “en iyi” arabuluculuk modeli yoktur (Myers, 2025). IMM, özellikle topluluk temelli uyuşmazlık çözümü süreçlerinde güçlü bir araç olabilirken, daha yapılandırılmış ve hukuk odaklı süreçlerde geleneksel yöntemler tercih edilebilir.

IMM’nin gelecekte daha fazla benimsenmesi ve farklı bağlamlarda uygulanabilirliğinin artırılması için daha fazla araştırmaya ve pratikteki deneyimlerin paylaşılmasına ihtiyaç vardır.

Kaynakça

Myers, B. (2025). Feelings, Values, and Mediation: A Journey Through the Inclusive Model of Mediation (IMM). Mediate.com. Retrieved from Mediate.com

Bu makale, Beth Myers’in Mediate.com’da yayımlanan makalesinden alıntılar içermekte olup, IMM hakkında genel bir değerlendirme sunmaktadır.

Diğer Yazılarımız