Avrupa Konseyi, avukatlık mesleğini koruma altına alan ilk uluslararası sözleşmeyi 13 Mayıs’ta imzaya açıyor.
Avrupa Konseyi, avukatlara yönelik artan baskı, tehdit ve müdahalelere karşı mesleki bağımsızlığı koruma amacıyla “Avukatlık Mesleğinin Korunmasına İlişkin Sözleşme”yi kabul etti. Sözleşme, 13 Mayıs 2025 tarihinde Lüksemburg’da imzaya açılacak ve yürürlüğe girmesi için en az sekiz ülkenin onayını gerektirecek.
Mesleki Bağımsızlık İçin Tarihi Adım
Bu sözleşme, avukatlık mesleğine yönelik ilk uluslararası ve bağlayıcı düzenleme olma niteliğini taşıyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen metin, avukatların yalnızca fiziksel güvenliğini değil, aynı zamanda mesleki bağımsızlıklarını ve ifade özgürlüklerini de teminat altına almayı amaçlıyor.
Sözleşme ile birlikte devletler, avukatların görevlerini yerine getirirken karşılaştıkları saldırı, tehdit, taciz ve müdahalelere karşı etkili önlem alma ve gerektiğinde cezai soruşturma yürütme yükümlülüğü altına giriyor.
Meslek Kuruluşları da Kapsamda
Sözleşme yalnızca bireysel avukatları değil, avukatların haklarını koruyan meslek kuruluşlarını da kapsıyor. Bu kapsamda, baroların ve diğer profesyonel kuruluşların bağımsız ve kendi kendini yöneten yapılar olarak faaliyet gösterebilmeleri güvence altına alınıyor.
Avrupa Konseyi’nin açıklayıcı raporuna göre, özellikle insan hakları, ceza davaları ve politik yönü ağır basan konularla ilgilenen avukatlar, hedef gösterilme, baskı ve itibarsızlaştırma kampanyalarına maruz kalabiliyor. Yeni sözleşme bu tür uygulamaların önlenmesi ve şeffaf şekilde soruşturulması için açık hükümler içeriyor.
Adalete Erişim ve Hukukun Üstünlüğü İçin Güvence
Avukatlar, adalete erişim ve hukukun üstünlüğünün tesisi açısından temel bir rol oynuyor. Avrupa Konseyi, bu sözleşme ile kamuoyunun adalet sistemlerine duyduğu güvenin, avukatların özgürce görev yapabilmelerine bağlı olduğunu vurguluyor.
Sözleşme kapsamında korunan başlıca haklar arasında; mesleği icra hakkı, müvekkil ile iletişim gizliliği, ifade özgürlüğü, adil disiplin prosedürleri ve özel koruma önlemleri yer alıyor.
Süreç ve Uygulama
Sözleşmenin yürürlüğe girebilmesi için altı Avrupa Konseyi üyesi olmak üzere toplam sekiz ülkenin onay vermesi gerekiyor. Uygulamanın izlenmesi ise bağımsız bir uzman grubu ve sözleşmeye taraf olan ülkelerden oluşan bir komite tarafından yürütülecek.
Sözleşme, 13 Mayıs 2025 tarihinde, Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısı sırasında Lüksemburg’da imzaya açılacak.
Kısa kısa…
Neden Bu Sözleşmeye İhtiyaç Duyuldu?
Avrupa Konseyi’nin açıklamasına göre:
- Son yıllarda avukatlara yönelik fiziksel saldırılar, tehditler, psikolojik baskılar ve itibarsızlaştırma kampanyaları ciddi artış gösterdi.
- Yapılan araştırmalar, avukatların %57’sinin son 2-3 yıl içinde tehdit veya saldırıya uğradığını ortaya koyuyor.
- Özellikle insan hakları, ceza savunması ya da politik açıdan hassas davalara bakan avukatlar, yoğun baskı altında çalışıyor. Bu baskılar kimi zaman devlet otoritelerinden, kimi zaman devlet dışı aktörlerden geliyor.
- Avukat-müvekkil gizliliğine yönelik ihlaller de mesleğin bağımsızlığına ciddi tehdit oluşturuyor.
Sözleşmenin İçeriği Neleri Kapsıyor?
Sözleşme;
- Avukatlara yönelik her türlü müdahale, tehdit ve şiddeti önlemeye,
- Avukatların bağımsızlığını ve görevini özgürce yerine getirme hakkını korumaya,
- Avukat-müvekkil gizliliğini garanti altına almaya,
- Devletlerin hem bireysel avukatları hem de baroları ve meslek kuruluşlarını korumak üzere gerekli yasal ve kurumsal önlemleri almasını temin etmeye odaklanıyor.
Neden Bu Kadar Önemli?
Günümüzün siyasi ve toplumsal ikliminde, hukukun üstünlüğü ilkesinin korunması, avukatların güven içinde çalışabilmeleriyle doğrudan bağlantılı. Avukatlar, yalnızca bireylerin değil, demokrasinin ve adaletin de savunucularıdır. Mesleklerine yönelik saldırılar, aynı zamanda demokratik değerlere yönelik saldırılardır.
Bu sözleşme, yalnızca Avrupa’daki değil, tüm dünyadaki hukukçular için de umut verici bir gelişme. Örneğin, American Bar Association (ABA) ve Rule of Law Initiative gibi kurumların uzun süredir savunduğu reformların, bu sözleşmeyle uluslararası zeminde daha da güçlenmesi bekleniyor.